ŞAİRİN
GÜNLÜĞÜ24.05.15 (Pazar)
Kitap fuarına gittim. Her yıl giderim bu
fuara. İlimizde başlayan bu fuar geleneği uzun yıllar uzak kaldığım kitap
fuarlarını ayağıma getirdi. Öğrenciliğimde gittiğim Tüyap fuarlarını kentime
gelmiş görmek beni mutlu ediyor. Ama bir yandan da basılı eser çıkarmamamın
acısını hissettiriyor bana.
Neden bu
alandan uzak kaldım. Oysa üniversitede yazdım en güzel şiirlerimi. Üniversite
aşkım beni öyle derinden etkilemişti ki şiirim kabuğunu çatlatmış, arabesk
şiirden gerçek şiire ulaşmıştım. Kasımpaşa’da otel eskisinde oturduğumuz
yıllardı. Ankara’dan gelen misafirim bana öyle demişti. Bu kız seni şair yapmak
için yaratılmış. Önceki şiirlerimi de görmüş beni kırmamak için bir şey
söylememişti. Sonradan açıkça itiraf etmiş, arabesk şiir tanımın sanırsan o
kullanmıştı.
Nice yazar
bozuntuları ortalığı kaplamışken benim hala sanal dünyada kalmış olmam bana da
ters geliyor. Bengisu sanat kitapçığı yerine o gün ilk şiirlerimi yayınlasa,
sonra da diğer kitaplarıma yol açsaydım bugün belki de farklı bir yerde olurdum
kuşkusuz.
Ortalık şair
ve yazar bozuntularından geçilmiyor. Hepsi kendini dahi ve Üstad sanıyor ve
öyle satıyor. Kimi para kazanıyor kimi şöhret peşinde. Kimi de gününü gün
ediyor, etrafını saran aptalların hayran hayran bakışları altında kendinden
geçiyor.
Ben bu
hengamede okuyucularımdan uzakta, hiç birini tanımayarak yaşıyor, yalnızlık
köşemde ömür tüketiyorum. Ama asla hiçbir çalışmadan yılmıyor, okuyor ve
yazıyorum. Çeviriler yapıyorum 60 yaşıma rağmen en güzel şiirlerimi yazmaya
devam ediyorum.
Siyasiler
bile yazarlığa soyunurken ben hala sanal alemde tanınıp okunmaktan, çevremde
adam yerine konulmamaktan bıkmıyor, bu sonuçsuz çabayı hiçbir gün bırakmadan
sürdürüyorum. Bakalım zaman beni ne kadar taşıyacak. Yoksa unutulup gidecek
miyim?
Bengisu sanat
kitapçıklarımın Babam tarafından yakılması bana Zarifoğlu’nun işaret
çocuklarının yakılmasını hatırlattı. Kendi kaderimin onunla burada birleştiğini
görmek bile beni mutlu etmeye yetti.
Bu gün Nuri
Pakdil fuardaydı ve kitaplarını imzalıyordu. Ben ona kitap imzalatmadım. Çoğu
kitabını yıllar önce satın almıştım zaten. Yeni baskılarını almak istemiyordum.
Geçen yıl Hilmi Yavuz gelmiş, ben onun kitabını oradan satın aldığım halde ona
imzalatmamıştım. Bu benim şair benliğime hakaret gibi geliyordu bana.
Şimdi destekleyici
arıyorum. Kitaplarımı bastırmak istiyorum. Başarabilecek miyim bilmiyorum
başaramasam da o yolda olmak beni sevindiriyor. Ahmet Ümit’te oradaydı. Onun
önünde kuyruklar uzadıkça uzuyordu. Onun yerinde olmak ister miydim? Evet
elbette. Olabilirdim de. Ama bir şeyleri eksik bırakmıştım ben. Yayın
dünyasından uzak kalmıştım. Oysa geleceğin sanal dünyada olduğunu biliyorum.
Bakalım kim kazanacak.
Ahmet KEMAL