RAMAZAN VE NAMAZ
Ramazan’la namaz iki kardeş. Bu yüzden en büyük namaz olan
teravih bu aya ait bir namazdır. Namaz Ramazan’ın alametifarikası olan oruçla
sarmaş dolaş yaşar bir ay boyunca. Namaz oruçla birleşerek insanı sarıp
sarmalar kuşatır, yeniler, gönendirir, temizler, arındırır.
İnsan bu deni dünyaya düştüğü günden beri onun ebedi ve
ezeli düşmanı olan iblis onu cennetten çıkardığı gibi bir daha oraya girmesin
diye kılıktan kılığa girerek bir daha oraya dönmesin diye elinden geleni
yapmaktadır.
Namaz bu dünya denizinde boğulmasın diye insana verilen
kurtuluş armağanlarıdır. Bu armağanlar adem oğlunun evrensel gerçeğe açılan
pencerelerdir. Ve insan bu pencerelerden günde beş defa ilahi olanla yüzleşir,
kendi yaratıcısıyla karşı karşıya gelir, onunla sohbet ve muhabbet ederek
ayrığını giderir, hasret vuslata dönüşür.
Ramazan ve oruç ise bu vuslatın dolu dolu yaşandığı bir
ortamdır. Kul yaratıcıyla buluşur, onunla dolup dolup taşar, fani olandan baki
olana, beşeri olandan ilahi olana doğru bir aşkınlık yaşar, bir yıllık
ayrılığın acısını çıkarır. Onun için bu ayda bazı müminler diğerleri ve kendisi
adına halvete girer. Bu halvetten devşirdiklerini toplumla paylaşır. İlahi
şuayı kendi üzerinden halka aktarma görevini üstlenir.
Bir yandan namaz bir yandan oruç insanı bu ayda iç içe
insanı gönendirmekte, iklimlerden iklimlere götürmektedir. Namaz ve orucun
ilahi bir armağan olan müminler şükürler ederek yeryüzünde birer kanatlı melek
gibi dolaşmakta, geceyi de gündüz gibi ışıltılı coşkuyla dolup taşmaktadır.
Hem oruç ve namaz bizi iki melek gibi bizi tutmakta,
şeytanların oyunlarına karşı korumaktadır. Bu iki büyük koruyucu bizi
felaketlerden kurtarmakta, sahili selamete çıkarmaktadır. Oruç da namaz gibi
bizi bu alemden alıp götürmekte, sınırlı dünyadan ötelere, sonsuz dünyaya
çıkarmaktadır.
İnsanoğlunun dünya macerasında Allah onu yalnız bırakmamış,
namazla oruçla, Kur’an’la, peygamberle, zekat ve hacla gönendirmiştir. Allah
insanın dostudur. Dost dostunu bir sınamak istemiş cennetten çıkarmış, yeryüzüne
göndermiş, ona kendisini unutmaması için armağanlar vermiştir.
Bu armağanlar namazdır, oruçtur, Kur’an’dır, zikirdir. Zikir
ve Kur’an’ın namaz içinde olduğunu düşünürsek, orucun da namazla birlikte
olduğunu hatırlarsak, her birinin namaz içinde olduğunu, namazın Allah ile
kulun vuslatı olduğunu düşünürsek namazın kul için ne kadar önemli bir ibadet
ve kulluk vazifesi olduğunu anlarız.
Ahmet KEMAL