Geniş temiz ve ışık saçardı
Güzellik evrenine nurlu bir aydı
Onun etmişti Cenab-ı Hak
Kereminden yüzün ak alnın açık
Benzersiz idi hem o ay alınlı (410)
Nitekim Şer-i Mübin’in aynası
Aleme olmuş iken ışık saçan
Huda’nın nurunu yansıması alnında
Doğduğu günden beri etti gün gibi zuhur
Arşın ziyneti idi O Nur
Cephesini kılmıştı nimetlerin Rabbi
İslam sarayının levhasıydı O
Vuslat mevkiinin maliki idi Resul
Ona Tak-ı Hümayun idi O
Ne acayip olsa eğer o pak alın (415)
Feleklerin gözlerine bağışlayan parlaklık
Arştan etmesin bir kere nazar
Can verirdi ona Ruhaniler
Melahat inzalinde nastı apaçık
‘Ve’d-duha’ idi şerif alnı hemen
SAÇI
Dahi kokulu saçı sahih rivayetlerde
Ne kıvırcık ve düzdü gerçekten
Gecesidir onun siyah zülfünün
Gizli sırrıdır Isra’nın
İttifak ettiler Arab’ın Eşrafı(420)
Çoğunlukla hoş kokulunun saçı hep
Kutlu kulağına amber telleri gibi
Hep birlikte görünürdü ekseriya
Hem o güzellik evreninin ayı
Kakülünü dört bölük eder uçlarını
İki yönden idi iki bölük pak
Omuzlarına bırakırdı çözük
O iki bölük saçından o kutlu kulak
Görünürdü yeni ay gibi latif
Tuttu o mis kokulu saçları dörtte (425)
Biriyle meskundu dört rüknü
Kıldı o zülfü Gizli lütuflar Abd-i
Menaf Oğulları için misk kokulu
Kakülü etti perişan meleği
Birbirine düşürdü feleği
Hem o ilimlerin tümünü bilen
Haşim oğulları zümresinin özü
Gah o giysiler içinde kulağın
Çıkarıp halkın alırdı aklın
Pak işitişiyle hissederdi(430)
Gökte Cibril’e ne emretse Huda
Doğalı gün gibi o Ay yüzlü güzel
Kulağına kölelik halkası olmuştu Hilal
Dağınık olsa o gece renkli saçlar
Nice Leylalar olurdu Mecnun
Gah o amber soylu saçını
Düşürürdü kulağı üzre Nebi
Boynunun nuru olurdu her an
Dağınık saçları arasından ışık saçan
Şulesi saf ve pak gerdanının (435)
Işık doldururdu felekleri
SAKALI ŞERİFLERİ
O efendiler efendisinin
Yani O şanı büyük olan Zat’ın
Pak saçları sık ve çoktu
Sakalının beyazı yoktu
O mübarek sakalından bunu bil
Ancak ağarmış idi on yedi kıl
Dahi icma ile Allah adamları
Dediler o mis kokulu siyah sakal için
Ne kıvırcık ne düz idi gerçekten(440)
Orta idi her yönden mutedil idi
Güzeldi o yuvarlak çenesi O’nun
Sanatın zirvesiydi kıvrımı O’nun
Etti o çene çukuru nice zaman
Yusuf’un başına Mısır’ı zindan
Kadir gecesiydi o kutlu kıllar
Ya sanki Kadir suresiydi O kutlu kişi
Güzelliğine vermişti parlaklık ve tazelik
Işıltılarıydı nur-u siyahın meğer
Az ve seyrek idi saadetli bıyıkları(445)
Rum Ülkesinin bulunmaz değeri
O saadetli güzellik el-hak
Misk-ü ambere gark olmuştu gark
O GÜZEL BOYUNLARI
EBU Cureyha dedi ve yanındaydı Harim
Olsunlar himaye yakınlığında kaim
Kainatın Efendisinin pak gerdanı
Gayet ak idi ve gayet berrak
Güzellik meclisinde dedi usul ehli
Güya gümüşten sürahiydi O
Boynu gayet latifti O’nun (450)
En güzel boğazıydı dünyadaki insanların
Galip olmuştu O seçkin gerdan
Baştanbaşa kafurdan yapılmış mumuydu din sarayının
Onu seçkin yaratmıştı Hak
Orta yollu ne uzun ne kısa
Par gerdanına der şerh edenler
Asla etkilemezdi onu güneş rüzgar
Beyaz boynunu O’nun Ashab çok kerre
Gümüş ibriğe benzetirler
Halkaydı boynuna Huda’nın sevgisi (455)
Pak boğazında aba idi rıza
Boynuna almasa aşkı O can
Boynu bağlı kulu olmazdı cihan
MÜBAREK GÖĞÜSLERİ
Edep ülkesinin gece perdecileri
Karnı göğsüyle beraberdi dediler