ÖLÜM
‘Ölüm bize ne uzak ölüm bize ne yakın/Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.’ Şairin ölüm hakkındaki bu sözleri bize ölümü güzelleştiriyor. Aslında ölümü güzelleştiren yaşanan hayatın güzelliğidir.
Bir düşünürümüzün dediği gibi ‘İslam’ı öyle canlı ve diri yaşa ki seni öldürmeye gelen sende dirilsin.’İşte yaşanılan örnek hayatlardır ki ölümü güzelleştiren.
Ölüm hak. Her fani ölümü tadacak. Kur’an – Kerim de böyle bildiriliyor. Ölüm olayı tatmakla özleştiriliyor. Ama bu tadın nasıl olduğuna dair bir açıklama yapmıyor. Bu tadış acı da olabilir, tatlı da.
İşte bu acıyı ve tadı belirleyen ölümün öncesinedir. Kişi ne kadar güzel bir hayat yaşarsa ölüm onun için o kadar güzel ve istenir olacaktır. Arzulanan ölüm. İstenen ve beklenen ölüm.
Oysa biz şimdi ölümden korkar ve en büyük felaketimiz olacak diye köşe bucak kaçar olduk. Uzaklaştıkça ona yaklaştık, kaçtıkça ona yakalandık. Ölüm gongunu çaldı, durdu hep kendimizi bildik bileli. Yakınlarımız öldü, onlarla biraz biz de öldük. Mahallelimiz, komşumuz arkadaşımız, akrabamız, tanıdığımız öldü biz hep onlarla öldük. Her ölenle bir parçamız öldü ve o parçamızı onunla toprağa gömdük. Sonra hayat devam ediyor dedik ve unuttuk.
Yine eski yanlışlarımıza döndük. Ölümü buzdolabına koyduk. Onu canlı tutmak yerine bir eşya gibi müzeye koyduk. Zaman zaman ziyaret ettik onu ve andık. Camekân içine koyduğumuz o mutena eşyamızı ele alıp eviriyor çeviriyor. Onu daha yeni görüyormuşçasına inceliyor. Sırrını aradığımız bir garip varlık diye ele alıyor. Ama her defasında birbirinden daha hazin bir sonla karşılaşıyor, hüsranla geri dönüyor, onu kor bir ateş gibi elimizden fırlatıp atıyorduk.
Evet insan ölümlü. Bu dünyadaki her şey gibi ölümlü. Evet her şey gerçek bu dünyada, her şeyden daha gerçek olan da var; o da ölüm. Ağızların tadını kaçıran ölümü çok anınız buyruluyor. Evet o ağızların tadını kaçıran bir yiyecek, bir zehir o hayatı öldüren. Ölümle sınanan hayat. Hayat ölümle sınana sınana çelikleşir ve kendini, gerçek mahiyetini bulur. Yaşanılası hayat ölümün sınayarak test ettiği ve çelikleştirdiği hayattır ve gerisi boştur. Ölümle sınanmayan hayat yaşanılacak kadar değerli değildir ve her an sahibi tarafından sonlandırılabilir.
Ahmet KEMAL