ESKİLER VE YENİLER
Eski kuşak her şeye katlanır, zor zamanları yaşamış, çile
nedir bilir, yokluktan anlar bir kuşaktı. Yeni kuşak hazıra konmuş, lüpçü,
üretmekten çok tüketmeye yönelik, gününü gün etmekten başka bir şey bilmeyen,
hedonist, zevklerinin peşinden koşan, çıkarcı, gösterişçi ve teşhirci zavallı
mahluklar halindedir.
Eski kuşak yokluklar arasında doğdu, yokluklar arasında
yaşadı. Yoksulluklar içinde büyüdü. Yol yok, elektrik yok, su yoktu. Her şeyin
mahrumiyetinin yaşandığı bir dönemdi. Çamurlu yollardan geçilir, yırtık
ayakkabılar giyilir, yırtık lastik ayakkabıdan ayaklara dolan su kış mevsiminde
vücudu dondururdu. Yiyecek ekmeğini zor bulan bir nesildik. Komşularımızdan
refah içinde yaşayanlara imrenir, bizden daha fakir olanlara acırdık.
Çamaşırlar elde yıkanır, deterjan yerine Arap sabunu
kullanılırdı. Evde ekmek pişirilir, sobalarda talaş yakılır, bahçelerde sebze
yetiştirilirdi. Elbiseler yırtılınca yamalanır, yamalanacak hali kalmayınca
pala yapılır, palalar kilimciye gönderilerek kilim yaptırılırdı.
Şimdiki nesil bunları hiç bilmez, hayal bile etmez, edemez.
Yokluk bilmez, kıtlık bilmez, bolluk içinde büyümüştür. Vardan yoktan anlamaz.
Her şey nünde hazır olsun ister. Kafelerde tıkınır, AVM’lerde vakit geçirir, sürekli
yeni giysi peşindedir. Sinemaya gitmek ister, eğlenceden eğlenceye koşar.
Allah’ın günü yeni bir şey olsun ister. Sanaldır. Teknolojiyle yarıştadır. En
son modellerin peşindedir. Sürekli telefon değiştirir.
En uçuk modayı takip edip uygular. Günün trendini
yakalamaktır tek amacı. Dövme yaptırır her tarafına, çıplaklık ve teşhircilik
peşindedir. Hep ilgi çekmek ister. Dünyanın merkezi odur. Dünyada ondan başkası
yoktur. Her şey onun içindir.
Hep başkalarıyla yarış içindedir. Kıskançtır, kaprislidir. Müsriftir,
müthiş tüketicidir. Hep bir şeyler ister, sürekli yenilik peşindedir.
İhtiraslıdır, doymak bilmez, maymun iştahlıdır. Nobrandır, şıpsevdidir. Ne
istediğini bilmez. Hep bir şeyler ister, durmadan ster, durmadan ister.
İstekleri bitmez, tükenmez.
Hep bir şeyler alma, hep harcama peşindedir. Hep bir şeyler
tüketmek ister, üretime yabancıdır. Kimseleri beğenmez, hep beğenilme
peşindedir. Hep gülmek, oynamak ister. İyi gün dostudur.
Düşünmez, hep konuşur. Konuşmayı tüketince de kavga eder.
Kavgaları düşmanlığa dönüştürür. Kin tutar, affetmez, affetmeyi bilmez, hatta
af nedir hiç bilmez. Elde edemediğine düşman kesilir. Düşmanlığına sınır
yoktur. Fırsatçıdır, ikiyüzlüdür. Eline geçirdi mi ezer, yüzüne güler, arkadan
kuyu kazar.
İşte yeni neslin panoraması, işte eski nesil…
Ahmet KEMAL