19.07.13 (Perşembe)
Hava serin. Yer yer yağmur yağıyor. İyi bir Ramazan geçiyor.
Allah Müslümanlara özel yardım yapıyor. Akşam köydeydim. Annem sanki geleceğimi
biliyor, beni bekliyormuş gibi cama çıktı.’ Sana misafir geldim ‘dedim.
Gece boyunca internetteyim. Güya ona bakmaya geldim. Oysa
ben internette sörf yapmaya gelmişim.
Yazılarımı paylaşıyorum facebook ’tayım , Google Plus’tayım, tewetter’dayım. Maillerime bakıyorum.
Dün akraba toplantısındaydım. Beraberce iftar yaptık. Başkanın
kardeşi de geldi. Babamın amcaoğulları çoğunluktaydı. İftar sonrası tansiyonum
düşmedi. Şeyma’nın dediği doğru herhalde. Kırmızı et herkese zararlı bana
yararlı.
Birkaç yıl önceydi. Adam bizi evine davet ediyor, davet de
değil alıkoyuyor. Oruçlu olduğumuz halde bizi yarı aç bırakıyor. Et zararlı
diyor. Bakın diyor bu dolmalar etsiz. Sen çok seversin diyor pırasayı dayıyor
bize. Kendisine zararlı olduğu halde biz yokken bol bol et yiyor ve damarları
tıkandığı için hasta oluyor, sık sık tansiyonu çıkıyor. Biz ona sebzeyi tavsiye
ediyoruz, o bizim onu çok sevdiğimize yorarak ikram ediyor. İçimden sana
zararlı olan bize yararlı diyorum.
Teravih namazını kıldıran iki genç hafız o güzel sesiyle
hatimle namazın uzunluğunu ve zorluğunu unutturuyor. Allah’ım diyorum ne sihir
var bu güzel seste. Keşke bütün imam ve müezzinler güzel sesli olsalar keşke.
Bir de açık havada ibadet zevki var ya deme gitsin. Günümüz laik Müslümanı
bahçede namaz kılma kültürüne sahip değil. Oysa peygamberimizin ( s.a.) mescidi
üstü açık bir mekândı ve yalnızca az bir bölümünün üstü güneşten ve yağmurdan
korunmak için hurma dallarıyla kapatılmıştı.
Ben ilk defa 79’larda
bir Allah dostunun ziyaretine gittiğim bir doğu ilinde görmüştüm. Mescidin
bahçesinde seccadelerin serilip namazın kılındığına tanık olunca epey şaşırmış
biz her şeyi çok iyi bildiğini sanan batılılar bunu keşfedememiştik, bu gidişle
keşfedeceğimizi de sanmıyorum. İşte şimdi aradan neredeyse yarım yüzyıl geçti
ancak tek tük örneklerine rastlayabiliyoruz. Şimdi düşünüyorum da selatin
camileri büyük avlulu ve etrafı muntazam çevrili acaba neden? Belki de bu yaz
sıcaklarında namazlarını orada kılıyorlardır. Ama bu da aklıma zor göründü.
Çünkü o koca camilerin içi klimalı gibi dışarıdan daha serin, kışları ise tam
tersine sıcak.
Medine-i Münevvere’ de ve Mekke-i Mükerreme‘de mescitlerin
tamamına yakın kısmı açık. Ama gel gör ki oralarda açık alanlarda namaz kılan
Hüccac-ı Müslimin’in kendi ülkelerinde böyle bir şey olabileceğini tahayyül
bile edememesini anlamıyorum.
Neyse bu konu çok uzadı. Günlüğün sınırlarını zorladı bu
bahis. Cuma hutbesinde Hoca Cumanın bir devlet namazı olduğunu İslam’da
idarecinin demokrasilerde olduğu gibi dört yılda bir sandıkta değil her hafta
hutbede hesap verdiğini örnekleriyle nakletti. Ganimet kumaşından elbise yapan
Hz Ömer’i sorgulayan kadın, Mehirleri sınırlamasına karşı çıkan kızın ayetle
delil getirmesinden sonra ‘Ömer hata etti’ diyerek kararından dönen bir halife.
Doğalgazda son safhaya geldik neredeyse. Önce abonman parası
şimdi de depozito bana neredeyse 1000 TL ye patladı. Bu sadece şirketin
söğüşlediği kısım. Diğer masrafları saymayalım5000’igeçer.Şimdi bir de firmanın
randevu alıp gazı açmaları kaldı.
Oğlana anlatıyorum evin manzarasını. Şimdi diyorum orda
olsak ,balkonda kentin ışıklarını seyretsek. Üst kata çıkıp mangal yaparız
istediğimiz zaman. Oranın manzarası daha güzel. Hele yazları püfür püfür eser.
Ne güzel bir sayfiye olur orası. Bir de televizyon koy ala. Etrafını da duvar
çevirmeyi unutmamalı hani ya geceleri insan kenardan aşağıya düşebilir. Islak
zemin boşluklarına da bir önlem almak lazım.
Ahmet KEMAL