EŞİME MEKTUPLAR
1
ünlü bir filozof evlenin demişti. Mutlu olamazsanız filozof olursunuz'. Ben mutlu mu oldum filozof mu bilmiyorum. Gerçi gençliğimde de bana filozof derlerdi. Bir şey sorulduğunda kökenine inerek cevaplardım.
Oysa ben şair olmak istemişimdir hep. Oldum mu oldum tabii. Öyle sanıyorum ben. Ama hayatta en çok zorlandığım şey seni anlamak olmuştur. Daha evlenmeden acaba yanlış mı yapıyorum, yanlış bir kişi misin diye düşünmüştüm. Oysa ben senin ellerini, uzun parmaklarını rüyamda görmüştüm. Tüm kadınların böyle olduğunu Üstad Necip Fazıl'dan öğrendim. Şiirni de yazdım bunun. Bu gün yayınladığım şiir bu. Seni anlamaya başladığımı zannettiğim zamanlar bu konuda en cahil olduğum zamanlardır. Anladım ki kadınlar anlaşılmaz varlıklardır zaten. Onun için anlamaya devam etsem de bu anlamanın hiç son bulmayacağından eminim.
Yeni evlendiğim gün daha büyük handikaplar yaşadım. Sen oruçlıydun ve ağzın kokuyordu. Sana oruç tutmanı öğütleyen hocana ne kadar kzımıştım bilemezsin. Ona görücü gönderdiğim için benden intikam almaya çalıştığını sanmıştım. Oysa o beni reddetmişti. Onun gözü yükseklerdeydi ve sonunda bir doktorla evlenmişti. Bir müddet sonra geçimsizlik yaşadıklarını duyunca sevinmediğimi söyleyemem.
Sabrettim o kokuya. Sana anlatamadım. Bir hafta sürmüştü halvet olma çabamız. Sonunda babam olayı çözmüş, nuska yaptığı halde heyecandan demişti. Ne zaman ki ikamet yerim Ankara'yas yollandık senin de sıradan kızlardan biri olduğunu anladım o zaman vuslata erdik. İlk günler her şey iyiydi. Ama zamanla ufak tefek sürtüşmeler başlamadı değil aramızda. İlk kavgamız yolculuk esnasındaydı. Alış veriş yaptığın bir erkekle samimi konuşman beni kızdırmış sana öfkemi kusmuştum.bu olayı nişanlılkık döneminde de fak ettim ama sesimi çıkaramamıştım. İşte o zaman senin yanlış kişi olduğunu ilk defa orada düşünmüştüm.
Hakkında araştırma yapmadan evlendiğime binlerce pişman olmuştum. Ama hala umudumu koruyordum. Uzayan günlerden sonra senin ağız kokun için dişlerini temizlemen gerektiği sonucuna vardım. Sen dişlerini temizliyordun dişlerin kanıyordu. Ama bir zaman sonra hem o koku hem de kanam kesilmişti. Ama zaman zaman sen yine dişlerini yıkamayı ihmal ediyordun. Ben bu kez sarımsak yemeyi adet edindim ve sana da yedirmeye başladım.
Sen önceleri beni mutfağa sokuyordun sonra karışıklık olur diye yalnızca salata yapmamı istedin. Ben onu da yaptım. Çünkü boş vaktim çoktu. Ve ben bundan zevk alıyordum. Sen her gün evimizi düzenliyor ben seni takdir ediyordum. Hamarattın , temizdin, tam benim için biçilmiş kaftandın.
Ben alabildiğine dağını ve temizliğe pek özen göstermeyen biriydim.
Birbirmize zıt karakterkerdik ama zıtlar birbirni çekiyordu. Yatak odamızı sipariş etmiştim mobilyacıya ama o bir türlü yapmamıştı. Sen iki küçük divanı bir araya getirdiğimiz yatağımızda mutlydun. Ben de senin bu razı oluşunu seviyordum. Yatak odamız 7 ay sonra geldi o da eksiklerle doluydu. Mırn kırn ettin ama sesini çıkarmadın. Bu da beni sana bağlıyordu. Koltuk takımımı getirmemiştim memleketten. Onu da anlayışla karşıladın. Tek bir otomobille otobüsün bağajına sığdırılan eşyayla evimizi kurmuştu. 4 adet tek kişilik bir adet çift kişilk yatak ve iki küçük divanla kurmuştuk evimizi. Ama mutluyduk.
Okuldan eve sevinç içinde dönüyordum. Hafta sonunu iple çekiyordum oysa önceleri hafta sonunu hiç sevmezdim. Öğrencilerimi özlerdim. Küçük bir kasabada başka ne yapabilirdim ki.
Evlliğimiz Ramazan öncesine denk gelmişti. Tam dokuz çeşit yemek yapıyordun. Ben hepsini yiyordum.maaşımız elelle başbaşa gidyordu. Yeni bir şey alacak paramız yoktu. Sen çamaşır makinası alalım diyordun küçük bir makine ben cesaret edemiyordum.
Küçük bir tüpümüz vardı yemekleri sen onda pişiriyordun. Annen babmın eski iki gözlü ocağını tamir ettirp getirmiş biraz da para vermişti bize. 400 lira gibi. Onukullanarak bir tüp ve bazı şeyler aldık. Annene çok müteşekkir oldum. Sen yemek yemiyordun ben sana yeme yeme dedim yemeye başladın. Annen de koca ekmeği meydan ekmeği ye dedi bu söz onun beni inciten ilk sözüydü. Babanı çok sevmiş ama anneni sevmemiştim. Oysa bu evliliği en çok o istiyordu. Adeta seni sırtında bana vermişti.