İSLAM DÜNYASI, BATI VE MEDENİYYETLER ÇATIŞMASI
İslam dünyası ile batı dünyası arasında gizli açık bir savaş
var. Bu savaşın tarihsel bir adı da var: Haçlı savaşları. İslam’ın ilk
düşmanları putperestlerdi. Aslında İslam kimseyi düşman kabul etmiyor. İslam’a
göre aslında dış düşman yok. İslam’a savaş açanlar dışında kimseye karşı bir cihat
planı yok.
Asıl cihat insanın kendisiyle yaptığı cihattır. Gerçek mücahid
öfkesini yenendir. Çünkü insanın gerçek
düşmanı kendi içindedir. Yani insanın bizzat kendisi. Kötülüğün gerçek kaynağı
odur. İnsan onunla savaşmak ve onu yenmek zorundadır. O yani nefs. Nefisle yapılan cihat cihadı-ı Ekber’dir yani
büyük cihat. İslam’a savaş açanlarla yapılan cihat ise cihadı-ı asgar '‘dır yani küçük cihad.
Hal böyle olunca İslam2ın kendi dışındaki dünyayla gerçekte
bir savaşı yok. Amma o da tüm oluşumlar gibi kendisini tehdit eden ve yok etme
azmi taşıyan tüm güçlere karşı varlığını korumak zorunda. ‘Allah’ın dini galip
gelinceye kadar kâfirlerle savaşma’ emri bu gayeye yönelikti. İslam kendi
dışındaki dünyalara barış teklif etmektedir savaş yahut onları yok etme amacı
taşımamaktadır. Hatta barışı kabul ederlerse ve isterlerse birlikte yaşama imkânı
bağışlamakta, din ve inançlarında serbest bırakmakta, onları bu alanda hiçbir
kısıtlamaya tabi tutmamakta, ayrıca bu inançlı çerçevesinde ibadet edebilmeleri
inançlarını öğretilmesi yaşanması gelecek nesillerin eğitilmesi, dilleri,
hukukları ve geleneklerini sürdürmelerine yardımcı olmaktadır.
Ancak önce putperestler yerleşik düzenlerini sarstığı
hegemonyalarını tehdit ettiği ve despotizmlerine karşı koyduğu için İslam’a
savaş açtılar. İslam da bu savaşa karşılık kendini savunmak varlığını sürdürmek
gayesiyle cihada başvurmakta ve bu cihada küçük cihad adını vermektedir.
İslam’ın Medine şehir devletini kurması, daha sonra Mekke’yi
fethederek toraklarına katmasıyla giderek sınırlarını genişletmesi sonucu
Bizans için tehdit oluşturması Hristiyan dünyasıyla ilk karşılaşmasını
sağlamıştır.
İran’ın fethedilmesiyle ateşperestleri ülkesi İran fethedilmiş
ve bu fetih Mecusilerin İslam’a dâhil olmalarına yol açmış, Arapların Talas
savaşıyla yendikleri Şamanist Türklerin Müslümanlaşması sağlanmıştır.
Tarık bin Ziyad'a
İspanya’ya geçmiş Hristiyan dünyasına İslam’ı götürmüş, Alpaslan ise Malazgirt
ovasında Romen Diyenle karşılaşmış onu bozguna uğratarak Tebük seferinde
İslam’dan ilk tokadını yiyen batı Osmanlıların Viyana kapılarına dayandığı güne
kadar kâh saldırı kâh savunmayla bu savaşı sürdürmüştü.
Haçlı savaşları Kudüs’ün işgali, Osmanlı’nın geriletilmesi
ve yıkılması Mısır’ın Napolyon tarafından işgali Afrika’nın ve Hindistan’ın
işgali hep İslam’la süregiden savaşlar zinciridir. Ve her bireri bir Haçlı
savaşı sayılacak eylemlerdendir. En son dünya savaşları ve Osmanlı devletinin
parçalanması bu sürecin yakın zaman halkalarından biridir.
Bu süreçte İslam dünyası batı tarafından hep yönetilen,
karıştırılan entrika alanları olarak görülmekte tarihi
düşmanın tekrar eski günlerine dönmemesi için plan içinde planla ezilmesi
gereken güç olarak algılanmıştır
AHMET KEMAL