KAR KEYFİM KAÇTI
11.01.15
Bir haftalık kar tatili öğrenim zevkimiz ve alışkanlığımızı
bozdu. Pazartesi okullar açılıyor.
Neredeyse bir yarıyıl tatili yaptık. Her geçen gün bir sonraki gün için tatil
beklentisi, öğretmenlerin performans ve yazılı notlarını kaydetme zorunluluğu
tatili sıkıntıya boğdu.
Doğru dürüst kartopu bile oynayamadık. Son yılların en soğuk
kışı. Kara hasret bu kenti bile kardan usandırdı. Karda eve kapanma
zorunluluğu, yolların yürünemez hale geliş bu güzelim kar havasının zevkini
kaçırmakta yarıştılar.
Hasılı yıllardır beklediğimiz sevgili kar keyfimizi pek iç
açıcı şekilde tadamadık. Gece kar yağışının zevkini doya doya seyredememek ne
hazin. Bir yandan soğuk, öbür yandan tatil düşüncesi, diğer yandan bir öğretmen
olarak not verme sıkıntısı u yıllarca beklediğimiz en zevkli havamızın tadını
kaçırdı.
İnternetin arıza vermesi de cabası. Televizyon yayınlarının
aksaması üstüne tuz biber ekiyor, bunca terslik bu kaç yılda bir gelen kar
keyfini kaçırıyordu. Etraf hala kar içinde. Dünkü yağmur bile buzlanmış çevreyi
açamadı. Erimedi buzlar, açılmadı yollar. Hepsinden beteri aile içinde karı sevmeyen,
sürekli dert yanan birinin etrafa saçtığı negatif dalga hayattan ve kardan
yeterince keyif ve zevk almamı engelledi. Oysa ben bu karlı havaları ne çok
severdim. Yıllar var ki bu kentte kara hasret gidiyordum.
Oysa üniversite yıllarında Erzurum, ilk öğretmenlik
yıllarımda Ankara kara doymama, hatta ondan bıkmama yol açmış, çocukluğumun
İzmit’inde kendine doyurmadan çekip giden kardan usandırmıştı. Oysa
çocukluğumuzda kar yağan gün ve gecelerimizin arkadaşlarla kartopu oynayarak ve
bayır yerlerden kayarak geçirdiğimiz, karda yürüdüğümüz günler ne günlerdi.
Oysa şimdi ömrümüzün sonbaharında aynı mevsimin bu kadar
zevksiz geçmesi bana gayet zor göründü. Hayat bu demek miydi? Her şeyin iyi ve
güzeli gençlikte miydi? Oysa ben hala aşık olabiliyor, yaşıma başıma bakmadan
bu aşkla şiirler yazabiliyordum. Bu platonik aşklar bana yaşama sevinci
aşılıyor, ömrümün hazan mevsiminde hayatın güçlüklerini yenmem yardımcı
oluyordu.
Son durak, yanılgı, canan, özge aşk bu şiirlerden. Artık basılı
kitaplar çıkarmamın zamanı. Oysa kendimde böyle bir güç bulamıyorum. Bilinçaltıma
hep Yahya Kemal’in hayatı kazılı. Sanal dünyada 60 binlere ulaşan şiir
reytinglerim beni tatmin etmiyordu. Çünkü hala sanal dünyadan haberi olmayan
büyük bir çevre vardı.
Gerçi sanal dünya git git öbürünü yeniyor ve sahadan
uzaklaştırıyor, ama biz hala o eski alışkanlıklarımızdan vaz geçemiyoruz. Bu da
bende büyük bir eksiklik duygusu yaratıyor. Belki de hala velut olmamın altında
yatan en önemli etken bu. Hayatımı onunla anlamlı kılıyorum. Elimle
tutabileceğim bir kitabım olmayınca her geçen gün yeni bir esere
koşullanıyorum. Adeta zorluyor beni şartlar. Belki de bu eksiklik bir as
yaratıyor bana.
Bu denli derin aşk şiirleri yazabilmemde etken olan durumun
bu olduğunu düşünüyorum. O halde var olsun sanal dünya. Var olsun sanal
okuyucular.
Ahmet KEMAL