ÇOCUKLAR VE BÜYÜKLER
Çocuklar büyüklerin ateşinde yanıyor. Büyükler emelleri
uğruna küçükleri harcıyor. Büyükler kötü emellerine küçükleri alet etmekten vaz
geçmiyorlar. Büyükler ne kadar büyükse küçükler de o kadar küçük.
Çocuklar, günahsız yavrular, günahkar büyüklerin oyunlarının
kurbanı haline geliyor. Biz büyükler küçükleri kendi kirli işlerimizde
kullanmaktan vaz geçmiyor, onları kendi kirli işlerimizin kurbanı haline
getirmekten çekinmiyoruz.
Biz büyükler önce onların kaderlerine hükmediyor, sonra
geleceklerine ipotek koyuyoruz. Bu da yetmiyor onlara kötü örnek olarak kötü
bir yaşantı hazırlıyoruz. Kendi ahlaki zaaflarımız aşılıyor, sonra da bunları
uyguladığı için onları eleştiriyoruz.
İşte çocukların büyükler tarafından hor kullanılması,
büyüklerin çıkarları açısından kötü ve hor kullanılması içler acısıdır.
Çocukları önce ailede harcıyor, sonra cemiyette kötü
işlerimize alet ediyor, sonra da eğitim sisteminde yazboz tahtası haline
getiriyoruz. Bu kadar kötü kullanılan küçük insan kitlesi bunun acısını
büyüklerden çıkarmakta gecikmiyor, asi gençlik olarak kendisine yapılanı
büyüklerden kat kat fazla çıkarılıyor.
Önce büyüklerinden yalanı öğreniyor çocuklar, sonra
ikiyüzlülüğü. O da zaten yalanın bir başka türü. Sonra aldatmalara başvuruyor
çocuk. O da yetmiyor kötü alışkanlıklar ediniyor. Böylece büyüklerin ona
yaptığı kötülüklere karşı intikam alıyor. Onları zora sokuyor ve o artık bu tip
hareketlerden zevk alan sadist bir kişilik haline geliyor.
Emir dinlemek, büyüklerine karşı gelmek, denilenin aksini
yapmak sıradan işler haline geliyor onun için. Sonra çatışmaya başlıyor
karşısına çıkan her şeyle ve herkesle. Çalma çırpmaya başlıyor sonra. Onun
eğitimi daha ilkokulda sınavlarda kopya çekerek alıyor. Deneyim kazanıyor.
Amatörlük devresini okulda geçiriyor. Hayata atılınca profesyonel olarak hortumculuğa
başlıyor.
Tertemiz bir çocukluk yaşayan küçükler büyüdüklerine nasıl
böyle saptırılmış insan haline geliyor anlayabiliyoruz. Biz büyükler onları
kötü bir eğitimden geçiriyor ve bu şekilde hayata hazırlıyoruz.
Rüzgar eken fırtına biçer tabii; biz bu sonuçları görüyor
eleştiriyor ama nedenlerini araştırmıyoruz. Bizim küçük küçük yanlış ve
yalanlarımız karşımıza koca hatalar olarak çıkıyor ve küçük kıvılcımlar
yangınlara dönüşüyor.